Çevrimiçi TV’de yarış başladı

İnternette gezinme keyfini televizyon ekranına taşıma iddiasındaki Google TV teknolojisini taşıyan ilk televizyon seti Sony’den geldi.

New York’ta yapılan basın toplantısında tanıtılan Google TV uyumlu Sony LCD televizyonlar, standart özelliklerinin yanında internette gezinme, sosyal ağlara bağlanma, YouTube’tan video izleme gibi bilgisayar ekranından yapılabilen her türlü işlemi gerçekleştirme olanağı veriyor.

Google Android işletim sisteminin ‘oturma odası’na uyarlanmış arayüzünü kullanan 24 ila 46 inç ekranlı televizyonlarda tarayıcı olarak da Google Chrome kullanılıyor.

Televizyon ekranından arama yapma olanağı da veren sistem, Amazon’un dijital video mağazasına ve Netflix dijital film kiralama servisine kısayollar içeriyor. Vevo, Pandora ve Napster gibi çevrmiçi müzik dinleme ve satın alma servisleri de Google TV’ye özel uygulamalarla sistemde yer alıyor.

Televizyonla birlikte gelen ‘uzaktan kumanda’ da alıştıklarımızdan oldukça farklı. Tam qwerty klavyeye sahip kumandayla ekranda yazı yazılabiliyor.

Sony ayrıca, mevcut LCD televizyonlarını Google TV olarak kullanmak isteyenler için harici bir setüstü kutu da hazırladı. Gerek yeni seri Sony TV’lerde gerekse setüstü kutuda Intel’in Atom çip setleri kullanılıyor.

Sony’nin Google TV uyumlu televizyonlarının haftasonunda ABD’deki çevrimiçi mağazalarda satışına başlanacağı belirtildi.

Dünyanın ilk uzay limanı, ABD’nin New Mexico eyaletinde açıldı. Limanın açılmasıyla birlikte uzaya ticari uçuşlara bir adım daha yaklaşıldı.

WASHINGTON - İngiliz milyarder işadamı Sir Richard Branson'ın sahibi olduğu Virgin grubunun desteğiyle yapılan uzay limanının pisti hizmete açıldı.

Sir Richard, 3 kilometrelik pistin açılmasıyla düşlerine bir adım daha yaklaştıklarını söyledi.

Virgin grubundan yapılan açıklamada, ticari amaçlı ilk uzay yolculuğunun 18 ay içinde gerçekleşebileceği belirtildi.

Uzaya 3 saatlik seyahat için halihazırda 200'er bin dolar ödeyen 300 kişi sırada bekliyor.

Limanının açılışında uzaya yolcuları taşıyacak "White Knight 2" adlı hava aracı da gösteri uçuşu yaptı.

Özel gözlüğe gerek olmadan izlenebilen 3D televizyonlar Toshiba tarafından piyasaya sürülecek.

Japon elektronik şirketi Toshiba, özel gözlüğe gerek olmaksızın izlenebilen ilk LCD ekranlı 3 boyutlu televizyonu satışa çıkaracağını bildirdi.

Şirketten yapılan açıklamada, 30 ekran ve 50 ekranlık televizyonların aralık sonunda Japonya'da piyasaya sunulacağı belirtildi.

Dow Jones Newswires, 30 ekran modelin 120 bin yen (1,400 dolar), 50 ekran modelin de 240 bin yen (2,800 dolar) civarında satılacağını bildirdi.

Şu an piyasada satılmakta olan 3 boyutlu televizyonlar, derinlik hissinin yaratılabilmesi için, özel gözlüklerin her göz için görüntüleri ayıran bir filtre olarak kullanılmasını gerekli kılıyor.

Rakip elektronik şirketi Sharp da, mobil telefon, dijital kamera ve Nintendo 3DS gibi mobil oyun konsollarında kullanılmak üzere görüntüleri üç boyutlu gösteren bir dokunmatik ekranı Şubatta Japonya'da çıkaracağını açıklamıştı.

Bir İngiliz tasarımcı tarafından dizayn edilen dünyanın en pahalı iPhone'un değeri yaklaşık 8 milyon dolar.

Radikal gazetesinin aktardığı habere göre İngiliz tasarımcı Suar Hughes tarafından dizayn edilen telefonun kenarları için 500 adet toplam 100 karatlık elmas kullanıldı.

iPhone 4: Diamond Rose Edition' ismini taşıyan tasarım harikası telefon, elma logosunda 53 adet elmas ve home tuşunda 7.4 karatlık pembe elmas dikkat çekiyor.

İstenilen durumda pembe elmasın 8 karatlık tek kesim elmasla değişebileceği belirtilen telefon, ayrıca 7,5 kilogram ağırlığında pembe granit sandığıyla kullanıcısını bekliyor.

ABD'de mahkeme, başkasına ait 3 patenti ihlal ettiği sabit görülen Apple firmasını 625 milyon dolar tazminata mahkum etti.

Bilgisayar ekranında belgelerin görüntülenmesine ilişkin üç patenti ihlal ettiği mahkemece sabit görülen Apple, her bir ihlal için 208.5 milyon dolar olmak üzere 625.5 milyon dolar tazminata mahkum oldu. Apple, cezanın düşürülmesine çalışıyor.

Mirror Worlds adlı firma tarafından geçen yıl açılan patent davasında, Apple firmasının, belgelerin bilgisayar ekranında görüntülenmesinde kullanılan yazılım teknolojilerine ait 4 patenti ihlal ettiği suçlamasında bulunulmuştu.

Texas eyaletinin Tyler bölgesindeki mahkemede görülen davada jüri, dört patentten üçünün Apple tarafından ihlal edildiği sonucuna vardı ve her biri için Apple firmasına 208.5 milyon dolar tazminat cezası verdi.

Patent hakkı alınan teknolojiler albüm kapaklarından seçim yapılmasını sağlayan ''Cover Flow'' menüsü, bilgisayardaki resim, müzik dosyaları, filmler ve belgelerin tarih güncellemesi ile kopyasını alan ve zaman içinde geri giderek istenilen dosyaların geri alınmasını sağlayan ''Time Machine'' ile bilgisayar hard diskinde arama yapan ''Spotlight'' yazılımından oluşuyor.

Toplam 625.2 milyon doları bulan tazminata karşı çıkan Apple avukatları, üç patentten ikisinin hala tartışmalı olduğunu, bu iki patentin geçerliliğini uzun süre önce yitirdiği konusunda inandırıcı gerekçelerinin bulunduğunu belirtti.

Apple avukatları, geçerliliği olsa bile piyasaya değeri en fazla 5 milyon dolar olabilecek bu iki patent için 208.5 milyon dolar cezanın 'aşırı' olduğunu savundu.

Mahkeme, Apple'ın itirazlarını kabule ederse ceza sadece bir patent ihlali karşılığında 208.5 milyon dolara indirilecek.

Ancak itiraz kabul edilmezse, Apple'ın ödeyeceği 625.5 milyon dolarlık ağır ceza, ABD hukuk tarihine 'en yüksek tazminatlardan biri' olarak geçecek.

Taliban’ın ABD ve İngiliz askerlerine karşı eylemlerinin canlandırıldığı Medal of Honor satışa sunuldu.

Medal of Honor (MoH) video oyunu İngiltere Savunma Bakanı'nın oyunun yasaklanması yönündeki çağrılarına rağmen satışa çıktı.

Oyun 2002 yılında Afganistan’da isyancılarla savaşan, Özel Kuvvetler’e bağlı askerlerin kahramanlıklarını konu alıyor.

Ağustos ayında oyunu oynayanların Taliban askerleri olarak savaşabildikleri ortaya çıktıktan sonra, İngiltere Savunma Bakanı Dr. Liam Fox oyunun yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Geliştirici EA oyunun gerçekçi olmayı amaçladığını söylemiş, ama sonradan oyunda Taliban’ın ismini “The Opposition” (Düşman Güçler) olarak değiştirmişti.

EA’nın uzun zamandır devam eden MoH oyun serisinin son halkası olan bu oyun, 2. Dünya Savaşı temasını bir kenara bırakarak Afganistan’da devam eden çatışmadaki modern muharebeyi canlandırmayı tercih etti.

Ama Afganistan’da savaşan 150 bin Amerikan, İngiliz ve Müttefik askeri varken, birçok kişi Taliban rolü üstlenebilmenin çizgiyi aştığı düşüncesine kapıldı.

Dr. Fox oyunu “İngilizliğe yakışmayan” bir oyun olarak niteledi ve “Birilerinin Taliban’ın İngiliz askerlerine karşı eylemlerinin canlandırılmasının kabul edilebilir olabileceğini düşünmesi şoke edici” dedi.

Kanada ve Danimarka Savunma Bakanları da oyunu eleştirdi.

EA birkaç hafta boyunca eleştirilere göğüs gerdi, ama Ekim ayının başında baskılara dayanamayarak “Taliban” terimini çok oyunculu kısımdan çıkardı.

Bu değişikliğe rağmen oyun hala askeri üslerde yasaklı, ama askerler oyunu başka yerlerden alıp üslerde oynayabiliyorlar.

Web kamerasıyla görüntülenen alandaki her hangi bir cisim 'sihirli' yazılımla anında yok ediliyor, karşı taraf sohbet sırasında o cismi görmüyor.

Alman yazılımcılar, web kamerasıyla görüntülenen alandaki her hangi bir nesneyi bilgisayar ekranına yansıyan görüntüden 'gerçek zamanlı' olarak silebilen bir yazılıma imza attı.

Ilmenau Üniversitesi'nde geliştirilen yeni yazılım sayesinde, bir yandan dokunmatik ekranlı bir bilgisayarın kamerasıyla çekim yapılırken, diğer yandan görüntüde yer alması istenmeyen herhangi bir nesne işaretlenerek anında ortadan kaldırılabiliyor.

Engadget teknoloji sitesinde yayımlanan habere göre, 'sihri' hatırlatan yazılımda, istenmeyen nesneyi dijital kalem kullanarak çember içine almak yeterli.

İlk olarak seçilen nesnenin çözünürlüğünü azaltarak görüntüyü ortadan kaldıran yazılım, daha sonra görüntüyü iyileştiriyor ve çözünürlüğü ilk baştaki düzeyine ulaşıncaya kadar artırıyor.

Yazılımın sırrı ise tüm bu işlemlerin sadece 40 salisede, yani insan beyninin fark edemeyeceği bir zaman diliminde yapılması. Yazılımın şimdilik sadece Windows'da çalıştığı, ancak gelecek yıl yayınlanacak Android işletim sistemi için de hazırlık yapıldığı belirtiliyor.

Yazılım, pek yakında ücretsiz olarak internetten indirilebilecek.

NASA mühendisleri, Discovery uzay mekiğinin 1 Kasımda yapılacak son seyahati öncesinde, yakıt sızıntısı arızasını gidermeye çalışıyor.

Mekik teknisyenleri, uzay mekiğinin kuyruğuna yakın, ikiz yörünge manevra motorlarına yakıt sağlayan borudaki iki contayı değiştiriyorlar. Onarım çalışmalarının, Discovery'nin Florida Cape Canaveral'daki Kennedy Uzay Merkezinden fırlatılmasından tam bir hafta önce, pazartesi günü tamamlanması bekleniyor.

Teknisyenler, hafta başında, contaların yanındaki bir eklemde bulunan altı cıvatayı sıkıştırarak sızıntıyı durdurmuşlardı, ancak yaklaşan fırlatma işlemi öncesinde başka sorun olmaması için şüpheli noktaları gözden geçiriyorlar.

En eski uzay mekiği Discovery, 1 Kasımdaki fırlatmanın ardından çıkacağı 39. ve 11 gün sürecek son yolculuğunda, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) yeni bir depolama modülü ve bir insansı robot götürecek.

NASA'nın Nisan 1981'de başlayan mekik uçuşlarının bu sefer yapılacak 133'üncüsünde iki uzay yürüyüşü yapılması öngörülüyor.

Discovery'nin son uçuşunun ardından Endeavour uzay mekiğinin, 2011'in başlarında iki seferinden biri yapılacak. Kongre ve ABD Başkanı Barack Obama tarafından daha önce onaylanmasına rağmen, üçüncü bir mekik seferinin yapılıp yapılmaması Kongre'nin yıl sonunda yeniden gözden geçirmesine bağlı.

BM Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), dünyada bu yıl internet kullanıcı sayısının 2 milyarı aşacağını bildirdi.

ITU'nın raporunda, dünyada internet kullanıcı sayısının son 5 yılda ikiye katladığı, bu yıl internet kullanıcısı sayısının 2 milyarı aşacağı belirtildi. Bu rakam 6,9 milyar olan dünya nüfusunun neredeyse üçte birine denk düşüyor.

Bu yıl yeni internet kullanıcısı sayısının 162 milyonu gelişmekte olan ülkelerden olmak üzere 226 milyonu bulacağı belirtilen raporda, bu yıl sonunda gelişmiş ülkelerdeki nüfusun yüzde 71'inin ve gelişmekte olan ülkelerdeki nüfusun yüzde 21'inin internete bağlanacağı kaydedildi.

ITU'ye göre, Avrupa'da nüfusun yüzde 65'i internete bağlanırken, bu oran Amerika'da yüzde 55, Asya-Pasifik bölgesinde yüzde 21,9 ve Afrika'da yüzde 9,6 seviyesinde bulunuyor. Gelişmekte olan ülkelerde okullarda, iş yerlerinde ve kamu alanlarında internet bağlantısının kritik öneme sahip olduğu, gelişmekte olan ülkelerde evlerde internete bağlanma oranı yüzde 13,5 iken bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 65 olduğuna işaret edildi.

Dünyanın en pahalı alan adları arasındaki sex.com, ihale usulüyle satıldı.

Siber alemin en pahalı alan adlarından biri olan sex.com, 13 milyon dolara satıldı. Alan adını satın alan, Karayip Adalarından biri olan St. Vincent'te kayıtlı Clover Holdings isimli bilinmeyen bir firma.

Daha önce çok kez el değiştiren sex.com alan adı, son olarak Escom LLC firmasına aitti. 2006'da 14 milyon dolar ödeyerek sex.com'u satın alan Escom, iflas edince tüm malvarlıklarıyla birlikte alan adını da satışa çıkarmıştı.

Haziran 2010'da başlayan ihale sürecinde 12 firma yarıştı.

Sex.com için ödeneceği açıklanan 12 milyon dolar, bir alan adı için ödenen en yüksek ücretlerden. En yüksek rakamsa, insurance.com için QuinStreet pazarlama firmasının ödediği sanılan 16 milyon dolar.

Street View uygulaması için sokak sokak dolaşan araçların kablosuz ağlardan 'yanlışlıkla' topladığı bilgiler arasında e-posta adresleriyle şifreler olduğu da ortaya çıktı.

Uzun süredir mahremiyet ihlali suçlamalarına maruz kalan Google’ın tahmine edilenden çok daha fazla özel bilgiyi ‘yanlışlıkla’ topladığı ortaya çıktı. Google Haritalar’da bazı sokak ve bölgelerin fotoğraflarını Street View servisiyle kullanıcıya gösteren Google, bunun için hazırlanan araçların sokak sokak kayıt yaparken Wi-Fi ağlarına bağlı bazı bilgisayarlardan e-posta adresleriyle şifreleri de kaydettiğini açıkladı.

‘Yaptıkları hata için dehşete düştüklerini’ açıklayan Genel Müdür Yardımcısı Alan Eustace, bu verilerin en kısa zamanda silineceğini ve herkesten özür dilediklerini açıkladı. Street View teknolojilerini ve süreçlerini yeniden gözden geçireceklerini söyleyen Google yöneticisi, kullanıcıların güvenini yeniden kazanacaklarını belirtti.

Ancak Eustace’ın sözleri, İngiltere ve Almanya’da Google’a yönelik soruşturmaların derinleştirilmesine engel olamadı. İngiliz iç istihbarat teşkilatı Scotland Yard Google Street View ile ilgili teknik incelemeyi sürdürürken, İçişleri Bakanlığı da daha önce yürütülen soruşturmayı yineleme kararı aldı.

Google'ın 360 derecelik fotoğraf çekebilen özel kameralarla donattığı otomobilleri sokaklarda gezdirerek kaydettiği fotoğraflarla sağladığı servis, haliyle sokakta dolaşmakta olan insanları da görüntülüyor. Ayrıca bu araçlardaki sistemin, şifresiz wi-fi ağlarına bağlanarak kişilerin bilgisayarlarındaki e-posta adreslerini, şifreleri ve web sitelerini de kaydettiği belirtiliyor.

Google’ıun bu ağır mahremiyet ihlaline yönelik olarak ABD’de 30 eyalette, Avrupa’da 12 ülkede ve AB komisyonlarında, ayrıca dünyadaki diğer pek çok ülkede ciddi teknik ve hukuki incelemeler başlatılmış durumda. Hatta pek çok sivil toplum kuruluşu, Google’ı ‘casusluk’ yapmakla bile suçluyor.

Dünyada atılan kısa mesaj sayısı son 3 yılda 3 kat arttı.

Dünyada son 3 yılda cep telefonundan atılan kısa mesajların sayısının 3 kat arttığı ve yaklaşık her bir saniyede 200 bin SMS gönderildiği bildirildi.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (UIT) tarafından yayımlanan verilere göre, kısa mesajların sayısının 2010'da 6,1 trilyona ulaştığı, bunun da yaklaşık her saniyede 200 bin mesaj gönderildiği anlamına geldiği ifade edildi.

BM'nin yarın ilk kez Dünya İstatistik Günü'nü kutlayacağının hatırlatıldığı UIT açıklamasında, her bir SMS mesajının ortalama ücretinin 0,07 dolar olduğundan hareketle, SMS trafiğinin 2010'da saniyede 14 bin dolar gelir anlamına geldiği de kaydedildi.

Açıklamada, en çok SMS kullanıcılarının başında ABD ve Filipinler'in geldiği belirtilirken, dünya nüfusunun yüzde 90'ından fazlasının cep telefonu kullandığı ifade edildi.

Akıllı telefonların satışı neredeyse ikiye katlandı. iPhone, Blackberry'yi geçerek ikinci sıraya yerleşti.

Apple'ın ürettiği iPhone'un satışları, RIM şirketinin ürettiği Blackberry'i geçti. Nokia ise hala küresel liderliğini sürdürüyor.

Bu yıl Temmuz-Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte 14,1 milyon adet iPhone, 12,4 milyon adet de BlackBerry satıldı.

iPhone satışlarındaki artış yüzde 100'ü bulurken, RIM Blackberry'deki artış yüzde 46'da kaldı. Genel olarak akıllı telefon satışları da temmuz-eylül aylarında bir yıl önceye göre yüzde 78 artış gösterdi.Küresel pazarda aslında daha yüksek büyüme sağlanabileceği, ancak yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran arzındaki yetersizliğin akıllı telefon talebini karşılamada sorun yarattığı belirtiliyor.

Nokia, söz konusu dönemde toplam 26,5 milyon adet telefon sattı. Nokia'nın akıllı telefon satışları yüzde 61 artış gösterdi, ancak şirketin akıllı telefon piyasasındaki payının yüzde 34 olduğu belirtiliyor.

Diğer akıllı telefon üreticileri ise toplamda 24,1 milyon adet sattı, bunun yaklaşık yarısı Sony Ericsson tarafından yapıldı. Onu Samsung ve HTC izledi.

Türkiye, sosyal ağlarda geçirilen zaman sıralamasında Malezya ve Rusya'nın ardından dünya üçüncüsü oldu.

Türkiye halkı, sosyal ağlarda geçirilen zaman bakımından dünya üçüncüsü oldu. Birinci sıradaysa Malezya yer alıyor.

TNS araştırma firmasının raporuna göre, sosyal ağlarda en çok zamanı Malezyalılar geçiriyor. Haftada ortalama 9 saatini Facebook, Twitter, FriendFeed, Netlog gibi sosyal ağlarda geçiren Malezyalıları 8.1 saat ile Rusya izliyor. Türkiye’deki sosyal ağ müdavimleriyse haftada 7.7 saatini sosyal ağlara harcıyor.

TNS yöneticisi Matthew Froggatt, hızla büyüyen ülkelerde sosyal ağ kullanımının belirgin şekilde yüksek olduğu, bu ülkelerdeki kullanıcıların yeni iletişim kanallarından çok daha aktif şekilde yararlandığı yorumunu yaptı.

Araştırmadan çıkan bir başka ilginç sonuç da, dünyada interneti bir medya aracı olarak televizyon, radyo ve gazetelere tercih eden ‘çevrimiçi’ kitlenin oranının dünya çapında yüzde 61 gibi büyük bir rakama ulaşması.

TNS raporuna göre sosyal ağlarda en çok ‘dijital arkadaş’ sahibi olanlar da yine Malezyalılar. Kişi başına ortalama 233 ‘dijital arkadaş’ı olan Malezyalıları, 231 arkadaşla Brezilya, 217 arkadaşla Norveç izliyor. Listenin sonundaysa, 29 arkadaşla Japonya geliyor.

Facebook ile birleşmeye karar veren Skype, sosyal iletişim sitesinde sesli ya da görüntülü telefon görüşmesi yapmayı yaygınlaştırmak istiyor.

Facebook-Skype anlaşması, bilgisayar endüstrisini saran ''Facebook'un kendi telefonunu piyasaya sürmeye hazırlandığı'' söylentileri üzerine imzalandı.
Skype'ın tüketici ürünleri departmanının müdürü Rick Osterloh, ''Skype deneyiminin temelinde sevdiğin insanlarla iletişim fikri yatıyor'' dedi.
Anlaşma uyarınca Windows için hazırlanan yeni Skype, Facebook'a ayrılmış bir sekme sunuyor.
Bundan böyle Skype kullanıcıları ilk kez Facebook sayfalarındaki güncellemelere Skype üzerinden erişme fırsatına kavuşmuş olacak.
Skype üzerinden Facebook'taki dostlarınızı doğrudan cep ya da sabit telefonlarından arama olanağınız var.
Eğer Facebook'taki dostlarınız da Skype kullanıcısı ise karşılıklı bedava görüşme fırsatı doğuyor.
Bedava grup görüşmesi
Beta formatında ve deneme aşamasında bedavaya grup görüşmesi yapma olanağı da sunuluyor.
Gözlemciler, dünyanın en büyük sosyal iletişim sitesi olan Facebook'un kullanıcıları arasında farklı platformlarda mesajlaşma ve iletişimin odağı haline gelmek istediğini ve şirketin Skype ile vardığı anlaşmayı bu hedefe giden yolda çok doğal bulduklarını söylüyorlar.
Teknoloji blogcusu BNET.com yazarı Ben Popper, BBC'ye verdiği mülakatta, ''Her iki şirketin de kazançlı çıktığı bir anlaşma bu.'' dedi.
Ben Popper, ''Skype bu şekilde kendine hazır bir iletişim ortamı buluyor. En çok ABD'de yaygın olan Facebook ise, Skype'ın Avrupa'da ve dünyanın diğer yerlerinde varolan kullanıcılarını bu şekilde Facebook şemsiyesi altına çekerek büyüyüşünü sürdürmek istiyor.'' diyekonuştu.
Uzmanlar, iki şirket arasındaki anlaşmanın telekomünikasyona yeni bir yön verebileceğini düşünüyor.
Lüksemburg merkezli Skype'a 560 milyon kullanıcı kayıtlı ve bunların 8.1 milyonu ödeme yapan kullanıcılar. Şirket, Skype üzerinden günde ortalama 520 milyon dakika görüşme gerçekleştiğini söylüyor.
ABD merkezli Facebook'un 500 milyonun üzerinde kullanıcısı var.AA

Astronotlar, 'dünyanın en iyi birası bile uzayda yavan geliyor' dedi, uzay için özel bira üretildi

Uzay turizminin önemli bir gelecek vaat etmesi, yakında uzay ortamına yeni geliştirilen gemilerle turistlerin taşınacağı, uzay otellerinin açılacağı yolunda haberlerin artması...

Girişimciler, yer çekimsiz ortamda içilebilecek serinletici içeceklere el attılar.

Popular Science'ın haberine göre, kar amacı gütmeyen "Astronauts4Hire" adlı bir uzay araştırma kuruluşu, bu amaçla ilk uzay birasını, yer çekimsiz ortamda tüketilmek üzere özel olarak mayalanmış ve şişelenmiş bir Avustralya stout birasını yakında test edecek.

Astronotların daha önceki deneyimlerine göre, uzay ortamında Dünya'nın en iyi birasının bile tadının yavan gelmesi nedeniyle özel olarak üretilen koyu renkli biranın doğal koyu çikolata lezzeti astronotlar için özel olarak daha keskin hale getirildi.

Hiçbir dijital ortamda bulunmayan 2 bine yakın şarkı içeren TRT arşivi Türkiye’nin en geniş içeriklerinden birine sahip Ovi Müzik kataloğunda müzikseverlerle buluşuyor.

Türkiye’de Mayıs ayından itibaren kullanılmaya başlayan sınırsız müzik servisi Nokia Ovi Müzik kataloğuna TRT'nin arşivi de eklendi. Başka hiçbir dijital ortamda bulunmayan 2 bine yakın şarkı artık yalnızca Ovi Müzik kataloğunda yer alıyor.

Solo Albümler Serisi, Bestekarlar Serisi, Çocuk Korolarından Türkü ve Şarkılar, İl Türkülerimiz Serisi, Klasik Türk Müziği Albümleri ve seçme eserlerden oluşan Karma Türk Halk ve Sanat Müzik Albümleri’ni içeren TRT arşivi Ovi Müzik kullanıcılarına keyifli ve benzersiz bir müzik deneyimi sunuyor. Ayrıca yine TRT’nin arşivinde bulunan 38 adet albüm de fiziksel olarak piyasaya sürülmeden yalnızca Ovi Müzik’ten dinlenebiliyor.

Nokia’nın sınırsız müzik erişimi servisi üyelerine 1 yıl boyunca Ovi Müzik kataloğunda sunulan milyonlarca ücretsiz şarkıdan istedikleri kadar şarkıyı bilgisayarlarına ya da Comes With Music Edition mobil cihazlarına indirmelerini ve bunları sonsuza kadar saklayabilmelerini sağlıyor.

Popüler savaş oyunu Call of Duty'nin Black Ops adlı yeni sürümü, üç boyutlu olarak da piyasaya sürülen ilk video oyunu olacak.

Video oyunseverlerin merakla beklediği haber geldi. Video oyunlarda da kullanılması kaçınılmaz olan 3D teknolojisinin ilk örneği Call of Duty serisinden çıkacak.

Milyonlarca kişinin oynadığı Call of Duty serisinin yedinci oyunu Blacks Ops, 3 boyutlu olarak raflarda yerini almaya hazırlanıyor. Çıkış tarihiyse 9 Kasım olarak açıklandı.

Oyunun 3 boyutlu versiyonu Xbox 360, PlayStation3 ve PC’lerle uyumlu formatlarda piyasaya sürülecek. Oyunun içeriği aynı. Ancak 3 boyutlu yeni versiyon oyunseverlere farklı bir deneyim vaadediyor.

Taliban’ın ABD ve İngiliz askerlerine karşı eylemlerinin canlandırıldığı Medal of Honor satışa sunuldu.

Medal of Honor (MoH) video oyunu İngiltere Savunma Bakanı'nın oyunun yasaklanması yönündeki çağrılarına rağmen satışa çıktı.

Oyun 2002 yılında Afganistan’da isyancılarla savaşan, Özel Kuvvetler’e bağlı askerlerin kahramanlıklarını konu alıyor.

Ağustos ayında oyunu oynayanların Taliban askerleri olarak savaşabildikleri ortaya çıktıktan sonra, İngiltere Savunma Bakanı Dr. Liam Fox oyunun yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Geliştirici EA oyunun gerçekçi olmayı amaçladığını söylemiş, ama sonradan oyunda Taliban’ın ismini “The Opposition” (Düşman Güçler) olarak değiştirmişti.

Ama Afganistan’da savaşan 150 bin Amerikan, İngiliz ve Müttefik askeri varken, birçok kişi Taliban rolü üstlenebilmenin çizgiyi aştığı düşüncesine kapıldı.

Kanada ve Danimarka Savunma Bakanları da oyunu eleştirdi.

EA birkaç hafta boyunca eleştirilere göğüs gerdi, ama Ekim ayının başında baskılara dayanamayarak “Taliban” terimini çok oyunculu kısımdan çıkardı.

Bu değişikliğe rağmen oyun hala askeri üslerde yasaklı, ama askerler oyunu başka yerlerden alıp üslerde oynayabiliyorlar.

NTV

Dizel bir arabayla ne kadar mesafe gidebilirsiniz? 650 km, 800 km 960 km! Volkswagen geliştirdiği yeni teknolojiyle bu mesafeyi katlamayı başardı. 1.6 TDI-VW Passat BlueMotioninanılmazı başarıyor.
Dizel bir arabayla ne kadar mesafe gidebilirsiniz? 400 mil, 500 mil belki de 600 mil... Nitekim Volkswagen geliştirdiği yeni teknolojiyle bu mesafeyi katlamayı başardı.
1.6 TDI-VW Passat BlueMotion test aracı bir depo dizel yakıt ile tam 1.527 mil (2457 km) gitti. Böylece bir dünya rekoruna imza atan Volkswagen yakıt verimliliği konusunda yeni ufuklar açtı.
İngiltere'nin Kent şehrinden yola çıkan araç, saatte ortalama 45 mil hızla yol aldı. Fransa'nın Calais şehrine varan araç, bir galon dizel ile 89.83 mil yol kat etmiş oldu.
Bu yakıt verimliliğinin sağlanmasında Volkswagen'nin geliştirdiği Stop / Start teknolojisi ve özel lastikler büyük rol oynadı. Hybird araçlar içerisinde bu inanılmaz yakıt verimliliği ile ön plana çıkan Volkswagen Passat BlueMotion, Alman mühendisliğinin geldiği noktayı gösteriyor.
AA

Sony ve Google'ın ortaklaşa çalışması sonucu ortaya çıkan Google TV konsepti ilk meyvesini verdi. İşte merakla beklenen yeni ürünün ilk inceleme sonuçları...
Son zamanlarda teknoloji severlerin merakla beklediği Google TV konsepti nihayet piyasaya sürüldü. İnternet destekli televizyonları Google atlyapısıyla birleştiren bu teknoloji, ilk olarak Sony tarafından tercih edildi.(Google TV Sitesi Yayında!)

Dün yapılan basın toplantısıyla tüm dünyaya tanıtılan bu teknoloji, klavye ve joypad karışımı bir kumanda ile kontrol ediliyor.

Kumandanın kullanımı PlayStation 3 joypad'lerine benziyor

Google TV Neler Getiriyor?

Normal televizyon özellikleri dışında, uygulama çalıştırma yeteneğine de sahip olan Google TV altyapısıyla, gündelik internet işlevlerini gerçekleştirmek de mümkün.

Sony bu televizyonları, normal yayın ve Google TV arasında geçiş sağlayabilecek. Android OS, işletim sistemine sahip olan Google TV içerik standart olarak Hulu, Twitter, Netflix, YouTube, Pandora gibi video ve sosyal ağ sitelerini kaynak olarak kullanacak.

Özellikleri Neler?

Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, kablolu yayın ya da uyduyu kullanarak internette bağlanabilen Google TV, yayınları kaydedip sosyal ağlarda paylaşmanıza da olanak sağlıyor. Televizyonun diğer özelliği ise Android için hazırlanmış uygulamaları da desteklemesi.

1080 P ve 720 P arasında geçiş imkanı da sağlayan Google TV için Sony 24" ve 46" arasında değişen farklı modeller hazırladı. Sony'in ürün gamında bulunan Google TV'ler 600 ile 1.400 dolar arasında değişen fiyatlarla ABD'de satışa sunuldu.

Şimdilik sadece internetten alına bilen televizyon bu pazar günü mağazalara da yollayacak.

SDN

iPhone 4’ün daha dumanı tütmeye devam ederken iPhone 5 hakkındaki söylentilerin ardı arkası kesilmiyor. İşte iPhone 5 konusunda en ilginç dedikodular...
Farklı tasarımı ve güçlü donanımından ziyade bir anda anten problemi ile gündeme gelen iPhone 4 ülkemizde de satışa henüz yeni sunuldu. Ancak daha şimdiden iPhone 5 hakkında onlarca haber yazılıp çizilmeye başladı bile.
Daha hızlı işlemci, süper hızlı mobil internet gibi söylentiler epey ilgi görüyor. Ancak bunlardan daha önemlisi ise cihazın CDMA desteğine sahip olacağı konusu. Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net kulislerde dolaşan iddialı dedikoduları bir araya getirdi.

iPhone 5 Hakkındaki Bilgilere Ulaşmak İçin Tıklayınız

iPhone 5 Bu Yaz Gelecek
Apple meraklıları firmanın her yıl Haziran sonu ve Temmuz başında yeni bir ürününü duyurduğundan yola çıkarak iPhone 5'in 2011 yazının ortasında duyurulabileceğinden bahsediyor. Sadece bir istatistikî bilgi olan bu söylentinin başka hiçbir dayanağı bulunmuyor.

... ya da Daha Erken
iLounge isimli bir web sitesi ise bu tarihin daha da erkene alınabileceğini belirtiyor. Kendini Apple'ın mobil cihazlarına adayan sitenin bu iddiasının dayanağı ise iPhone 4'teki anten sorunu. Pek belli etmese de Steve Jobs'ın bu konuyu fazlasıyla kafaya takmış olabileceğini düşünen site yetkilileri iPhone 5'in Ocak ayında duyurulmuş olabileceği kanısında.

İlk 'insansı' robotumuz Suralp

Türkiye'nin ilk insansı robotu Suralp, Sabancı Üniversitesi'nde yapılan etkinlikte basına tanıtıldı.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemalettin Erbatur liderliğindeki ekip tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk insansı robotu ''SURALP'' tanıtıldı.

Doç. Dr. Erbatur, üniversitenin Tuzla Yerleşkesi'ndeki tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bu tür robotların insana, insanın bulunduğu ortamda yardımcı olması için tasarlandığını söyledi.

Doç. Dr. Kemalettin Erbatur, Sabancı Üniversitesi Robot Araştırmaları Laboratuvar Platformu'nun kısaltmasından adını alan ''SURALP''in hazırlık çalışmalarına 2002 yılında başlandığını ve bu çalışmaların yaklaşık 5 yıl sürdüğünü ifade etti.

SURALP BOŞ KUTUYU ÇÖP KUTUSUNA ATTI
Tanıtımda, Türkiye'nin ilk insansı robotu ''SURALP'', masanın üzerinden aldığı meşrubat kutusunu ekipte yer alan bir kişiye verdi. Ardından boş kutuyu alarak, yanındaki çöp kutusuna attı. İleri ve geri yürüyüş yapan ''SURALP'', ayrıca mini bir dans gösterisi sundu.

Doç. Dr. Kemalettin Erbatur'un ''Danstan keyif aldın mı?'', ''Ve Yoruldun mu?'' sorularına da ''SURALP'', başını sallayarak yanıt verdi.

Doç. Dr. Erbatur, bir soru üzerine, ''SURALP''in konuşma fonksiyonlarının henüz geliştirilmediğini söyledi.

Suralp'in konsept çizimlerinden biri

EN ÜNLÜSÜ ASIMO
İnsansı robotların en tanınmışı, 2003 yılında görücüye çıkan ASIMO. Asimo Japon otomotiv devi Honda’nın 20 yıllık çalışmalarının meyvesiydi. Şirket, iki ayağı üzerinde yürüyen ilk robotunu 1986 yılında geliştirdi. ASIMO’nun gövde oranları ve eklemleri insanınkileri andırıyor.

ASIMO, bu sayede ileri ve geri yürüyebiliyor, merdivenlerden çıkıp inebiliyor ve köşeleri dönebiliyor.

Türkiye’de çalışmaları süren bir diğer insansı robot projesi ise ‘robot çocuk iCub’. AB projesi kapsamında geliştirilen i-cub, 3.5 yaşında bir çocuğun hareket kabiliyetine sahip.

53 eklemini hareket ettirebilen i-Cub, AB 6. Çerçeve Programı kapsamında ODTÜ’ye getirildi. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde bir ekip, icub’a bir çocuk gibi karşısındaki insanın yaptıklarını tekrarlama özelliğini ekledi.

Projede hedef çocuk robotun ‘Kutuyu ver’ ya da ‘Bardağı kaldır ’ türünden isim ve fillerden oluşan cümlelerle iletişim kurmasını ve önceden hiç görmediği nesne ve aletleri kullanabilmesini sağlamak.

İnternet devi Google, kendi kendisini sürebilen sürücüsüz otomobilleri California yollarında binlerce kilometrede başarıyla test ettiğini açıkladı.

CALIFORNIA - Yazılım mühendisi Sebastien Thrun, kendi kendisini sürebilen otomobilleri Google'ın resmi resmi blogundan duyurdu.

Diğer araçları görmek için üstünde video kameralar, radar sensörleri ve lazer menzil ayarlayıcıları bulunan otomobiller, şimdiye dek yapılan deneme sürüşlerinde 224 bin kilometreden fazla yol katetti.

Testler sırasında araçlarda her an kontrolü ele almak üzere deneyimli bir sürücü ve bir yazılım uzmanı da bulundu.

Şoförsüz test otomobilleri, San Francisco'nun ünlü Golden Gate Köprüsü, kentin meşhur inişli çıkışlı sokakları ile Google'ın ofis binaları ve Tahoe Gölü arasında mekik dokudular.

Google mühendisleri New York Times gazetesine, otoyollarda bu araçların hiçbir kazaya karışmadan gidip geldiklerini, sadece bir kez bir otomobilin trafik ışıklarında başka bir araca hafifçe arkadan çarptığını anlattı.

Stanford Üniversitesi Bilgisayar Bilimi ve Elektrik Mühendisliği Profesörü Thrun, yürüttükleri projede güvenliğin öncelikli olduğunu belirterek, deneme sürüşleri yapılan otomobillerin kat ettiği yolların önceden gerçek sürücüler tarafından belirlendiğini, sonra da polise bildirildiğini vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün rakamlarına göre her yıl trafik kazalarında dünyada 1,2 milyondan fazla kişinin öldüğünü hatırlatan Thrun, geliştirdikleri teknolojinin bu sayıyı azaltabileceğinin, belki yarıya indirebileceğinin altını çizdi.

Profesör Thrun, projenin henüz deneme aşamasında olmasına karşılık, ileri bilgisayar bilimi ve teknolojisinin gelecekte ulaşımın nasıl olacağını göstermesi açısından önemli olduğunu belirterek, "Gelecek heyecan veriyor" dedi.

Küresel ısınmaya karşı, 20 günde üç bin kilometre pedal çevirecek...

Çevre kirliliği ve küresel ısınma tehdidine dikkati çekmek için bisikletiyle Osmaniye'nin Kadirli ilçesinden yola çıkan Kadirli Motor Sporları Derneği Başkanı Yusuf Dokuzoğlu, bisiklet turunda yer alan duraklardan Manisa'nın Turgutlu ilçesine geldi.

''Sağlıklı Bir Gelecek ve Yaşanılabilir Bir Dünya'' sloganıyla 17 Eylülde Kadirli'den yola çıkan ve Adana, Karaman, Konya, Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak güzergahlarını takip eden Yusuf Dokuzoğlu (30), turunun 6'ncı gününde Manisa'nın Turgutlu ilçesine ulaştı.Dokuzoğlu, yaptığı açıklamada, 20 gün sürecek turunda toplam 3 bin kilometre yol kat etmeyi planladığını belirterek, gerçekleştirdiği bu turla giderek artan çevre kirliliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan küresel ısınmanın yaratacağı olumsuzluklara dikkati çekmeye çalıştığını söyledi.

Tur kapsamında toplam 20 il merkeziyle yol üzerindeki ilçeleri ziyaret edeceğini anlatan Dokuzoğlu, ''Gezi boyunca ayrıca insanlara bisikletin doğa dostu bir araç olduğunu anlatıyorum. Bisiklet hem ekonomik, hem de çevre dostu bir ulaşım aracıdır. Gideceğim şehirlerde yerel yetkililerle görüşerek, çalışmama destek vermelerini istiyorum'' dedi.

DPT raporuna göre internet kullanıcı oranımız Avrupa'nın yarısı kadar ve bu oran yükselemiyor. Türkiye'deki okullarda donanım da yetersiz.

Bilgi teknolojileri, internet ve bilgisayar okuryazarlığı alanlarında kapsamlı yasal ve finansal programlardan yoksun olan Türkiye, bu yüzden AB ile farkı kapayamıyor. Devlet Planlama Teşkilatı ''Bilgi Toplumu İstatistikleri 2010'' raporuna göre geçtiğimiz yıl Türkiye'de tüm nüfus içerisinde internet kullanım oranı yüzde 34'de kalırken, AB'de bu oran 2 kat fazla, ortalama yüzde 67 olarak gerçekleşti.

Rapora göre düzenli internet kullanımı, hanelerde internet erişimi ve genişbant internet sahipliği konularında da AB, internet servis sunumunda rekabet ortamının bulunmadığı Türkiye'ye 2 kat fark atmış durumda ve bu fark da geçen zamana karşın kapanmıyor.

Rapordaki bir başka çarpıcı veri, "eğitim şart" dense de bu eğitime bilgisayarların araç olarak dahil edilememesi. Okullarda bilgisayar başına düşen öğrenci sayısı hala son derece yüksek.

İNTERNET 'GENÇ' İŞİ!

Rapor göre, tüm internet kullanıcıları içerisinde kadınların yüzde 68,2'si internete evden girerken, erkeklerde bu oran yüzde 51,6 olarak gerçekleşti. İşyerinde ise erkekler yüzde 38 ile ilk sırada yer alırken kadınlar yüzde 22,7 oranına ulaştı. Eğitim alınan yerlerde kadınlar yüzde 11,8 ile yine ilk sırada yer alırken erkeklerin yüzde 7,4'ü söz konusu mekanlardan internete girdi. Raporda her üç erkekten birinin de internete, internet kafelerden ulaştığı belirtildi.

Raporda öne çıkan bazı satır başları şöyle:

-Yaş grupları itibarıyla internet kullanımında 16-24 yaş grubu yüzde 59,4 ile ilk sırada yer alırken, 25-34 yaş grubu yüzde 45,1 ile ikinci sırada, 35-44 yaş grubu 30,2 ile üçüncü sırada, 45-54 yaş grubu yüzde 18,6 ile dördünce sırada, 55-64 yaş grubu yüzde 6,2 ile beşinci sırada ve 65-74 yaş grubu da yüzde 2 ile son sırada yer aldı.

-Kullanıcılarının yüzde 59,3'ü her gün, yüzde 29'u haftada en az bir kez, yüzde 9,7'si ayda bir kez ve yüzde 2'si iki-üç ayda bir internete giriyor.

-DPT'nin 2009 yılı sonu verilerine göre geçtiğimiz yıl tüm internet kullanıcılarının yüzde 72,4'ü e-mail alıp gönderme, yüzde 70'i çevrimiçi haber, gazete ya da dergi okuma veya haber indirme, yüzde 57'si sohbet/chat/gerçek zamanlı yazışma ve yüzde 56,3'ü oyun, müzik, film, görüntü indirme/oynatma yaptı.

Bunları sırasıyla yüzde 52,9 ile mal ve hizmet hakkında bilgi alma, yüzde 49,8 ile internet üzerinden telefonla ya da video görüşmesi yapma, yüzde 45,1 ile sağlıkla ilgili bilgi alma, yüzde 43,3 ile internet üzerinden radyo ya da televizyon takip etme, yüzde 31,7 ile öğrenme amacıyla internete başvurma, yüzde 25,7 ile okul, üniversite, mesleki kurslar ile ilgili faaliyetler için bilgi arama, yüzde 24 ile kendi oluşturduğu metin, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb içeriği internet ortamına taşıma, yüzde 22,5 ile seyahat konaklama ilgili hizmetlerin kullanımı, yüzde 15,2 ile yazılım indirme, yüzde 14 ile internet bankacılığı, yüzde 13,2 ile iş arama ya da iş başvurusunda bulunma, yüzde 5,8 ile herhangi bir konuda çevrimiçi eğitim alma ve yüzde 2 ile mal veya hizmet satışı takip etti.

kaynak:ntvmsnbc ve Ajanslar

Sen nerede Facebook orada!

Yeni uygulama bir dizi gizlilik sorununu da beraberinde getiriyor…

Facebook İngiltere’de Facebook Yerler’i kullanıma açtı. Bu servis size, iPhone veya diğer GPS özellikli cihazlardan işaretleyerek dünyaya nerede olduğunuzu göstermenize yarıyor.

Bu servisin açılmasıyla Facebook da Forusquare ve diğerleri gibi çoğrafik lokasyon trenine bindiği anlamına geliyor. Fakat Facebook’un 500 milyon kullanıcısı ve GPS özellikli mobil cihazların artan popüleritesi, belki de ilk kez bu tip bir servisin genel kullanıcılara yayılmasının yolunu açacak.
Temelde Facebook kullanıcılara, manuel olarak sisteme giriş yapmalarını ve o anda nerede olduklarını işaretlemelerini istiyor. Bu aynı yerde veya etkinlikte olan arkadaşlar ve tanıdıkları bilgilendirmek için iyi bir yol olarak gözüküyor fakat bu aynı zamanda bir dizi gizlilik sorununu da beraberinde getiriyor.
Facebook’daki bir çok şey gibi nerede olduğunuzla ilgili işaretlemeleriniz de gizlilik ayarları tarafından yönetilebiliyor ve işaretlemelerle ilgili güvenlik ayarları her girişte elle yapılmak zorunda. Böylece siz izin vermediğiniz sürece sizin nerede olduğunuzu kimse görmemesi gerekiyor.

Fakat her nasılsa siz gizlilik ayarlarınızda “sadece arkadaşlar” şeklinde seçseniz bile bir kez nerede olduğunuzu Facebook Yerler’de işaretlediğinizde Facebook, sizin bulunduğunuz yere yakın işaretleme yapmış herhangi bir kimseye nerede olduğunuzu gösteriyor. Bu, iyi niyetli olmayan kişilere değerli bir bilgi sağlamak anlamına geliyor ve bana pek de ideal bir çözüm gibi gelmiyor.

Bunu engellemek için Facebok ekranının sağ üstündeki “Hesap” bölümünden “Gizlilik Ayarları”nı seçiyorsunuz, sonra ekranda ufak şekilde yazılmış “Ayarları Özelleştir” seçeneğini bulup tıklıyorsunuz. Gelen ekranda biraz aşağıya giderek “Arkadaşlarım yerimi bildirebilir” kısmını devre dışı bırakmanız gerekiyor.

Ne yazık ki bu kadarla da kalmıyor. Arkadaşlarınızın sizi kendi “yerleri”inde sizin bilginiz dahilinde veya dışında işaretleyebiliyor. Arkadaşlarınız sizi fiziksel olarak nerede olduğunuza bağlı olmaksızın herhangi bir yerde işaretleyebilir ve siz aslında olmadığınız bir yerde gözükebilirsiniz. Herhangi biri Facebook Yerler’de bir kez işaretlenirse o kullanıcıya işareti kaldırabilmesi için bir uyarı gidiyor. Fakat işaretlendikleri andan itibaren, bu kişiler “Yerlerim” özelliğini kullanmıyorlarsalar da ve kendi bilgileri dışında Facebook’da yayınlanıyor. Bu, şu demek oluyor, eğer ben bir arkadaşımı işaretlersem, gizlilik ayarlarımda bulunduğum yeri “Sadece Arkadaşlar” görebilir şeklinde ayarlanmış da olsa işaretlediğim kişinin herhangi bir arkadaşı benim yerimi o kişinin duvarında görebilir.

Şurası kesin ki sistem bireysel gizlilik için çok büyük bir risk taşıyor. Eğer Facebook üçüncü partiler tarafından işaretlenmeye izin vemeye devam edecekse, tanımlanan tüm kişiler onaylamadan bu bilginin genele açılmasını engelemeli. Ayrıca Facebook tüm gizlilik ayarlarını kişisel bilgilerin saygınlığı çerçevesinde düzenlemeli.

Aksi durumda, potansiyel hırsızların, kötü niyetli arkadaşların, sevgililerin, hatta eski sevgililerin tek ihtiyacı olan şey, bir arkadaşının arkadaşı olması. Kalan tüm casusluk işini Facebook onlar adına hallediyor.

Facebook diyor ki
“Bir arkadaşınız sizi işaretlediğinde Eğer Yerler’i kullanıyorsanız bu sizin kendinizi işaretlemeniz gibidir Eğer henüz Yerler’i kullanmıyorsanız bu durum güncellemesinde belirtilmeniz gibidir“
Ben de diyorum ki “bu çok büyük bir gizlilik ihlali!”…

kaynak: chip.com.tr

Google artık tıklamadan gösterecek!

Google belki de uzunca bir süredir "keşke bu da olsa" dediğiniz bir özellik ile aramayı değiştiriyor.

Google durmak bilmiyor, Instant Search özelliği ile arama sonuçlarını anında sunmaya başlayan Google şimdi de yeni bir özelliği test etmeye başladı.

Blogstorm'dan Patrick Altoft'un aktardığı bilgilere göre Google'ın test ettiği yeni teknoloji tam sayfa önizleme özelliği. Arama sonuçlarında görülecek olan önbakışta internet sitesinin thumbnail'ı olacak. Metinlerin belirli bölümleri de aranılan terime göre işaretlenecek.

Tam sayfa önbakışta ise sayfanın büyük kısmı görüntülenecek ama sayfanın aşağıya doğru uzanan kısımları görünmeyecek ve tek bir tıklama ile siteye ulaşmak mümkün olacak.

Facebook'ta büyük değişiklikler.

Facebook'taki büyük değişiklikleri bizzat Mark Zuckerberg açıkladı.

Sürekli kendisini yenileyen ve zaman zaman karmaşık güvenlik ayarları yüzünden eleştirilen Facebook emin adımlarda yolunda ilerlemeye devam ediyor.

Kullanıcıların geri dönüşlerini değerlendiren Facebook geliştiricileri siteye yeni özellikler eklediler. Bu önemli yenilikleri internet üzerinden de canlı olarak yayınlanan bir toplantıyla bizzat Mark Zuckerberg tanıttı.

Kullanıcıları en çok sevindiren yeniliğin, Facebook arşivlerinin artık bir .zip dosyası şeklinde indirilebilmesi olduğu söyleyebiliriz. Facebook'a ilk girdiğiniz günden beri yüklediğiniz bütün resimler, videolar, duvar yazıları vs... tek bir dosya halinde elinizin altında durabilecek.

Önemli yeniliklerden bir tanesi de yüklediğiniz bütün uygulamaları bir tablo şeklinde açıklamalarıyla beraber görebilecek olmamız.
Böylece hangi uygulamanın hesabımızdaki ne gibi bilgileri kullandığını görebileceğiz.

Ayrıca arkadaşlarımızdan listeler ve gruplar oluşturma konusunda da bir takım yenilikler yapıldı. Artık sadece belli bir grupla paylaşmak istediğimiz fotoğraf ve videoları çok daha kolay bir şekilde yönetebileceğiz.

Tüm bu değişiklikler kademeli olarak devreye alınacağı içiin hesabınızda bu değişiklikleri görmeniz biraz vakit alabilir.

Çıldırtan reklam SMS'lerine düzenleme!

eredeyse hepimizi delirten reklam SMS'lerinde düzenlemeye gidiliyor.

Geçtiğimiz günlerde Elektronik Haberleşme Kanunu’nda elektronik ticaret ve haberleşmeyle ilgili değişiklikleri gündeme getiren bir yasa tasarısı sunuldu. Bu kapsamda Elektronik Haberleşme Kanunu’nun ilgili iki maddesinin istenmeyen mesajları (spam) önleyip vatandaşın rahatsızlığını gidermek amacıyla değiştirilmesi öngörülüyor.

Elektronik Haberleşme Kanunu’nun SMS servislerine yönelik 50/5. fıkrasında yapılması öngörülen değişiklikle, mevcut yasadan farklı olarak, firmalara SMS gönderiminden önce abone ve kullanıcılardan izin alınması şartı getiriliyor, yani tüm toplu SMS gönderimleri baştan yasaklanmış oluyor.

Öte yandan konuyla ilgili görüşlerini belirten MOBİLSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Kır, bu uygulamaya itiraz ederek istenmeyen mesajların yanı sıra tüketiciyi bilgilendirerek fayda sağlayan mesajların da izin alma koşuluna bağlanmasının sektöre zarar vereceğini iddia etti. Reklam SMS'leriyle satışlarını artıran işletmelerin zor durumda kalacağını söyleyen Kır, çözüm olarak kullanıcıların SMS almak istemedikleri servislere bu durumu ücretsiz olarak bildirebilmelerinin daha doğru olacağını savundu.

Yasaklama gelirse sorun bitecek mi?
Rahatsızlık verici mesajların genellikle yurtdışından gönderildiğini söyleyen Kır, bu yasaklama ile yurtdışındaki SMS gönderim firmalarına talebin artacağını ve aynı zamanda ciddi oranda vergi kaybı yaşanacağının da altını çizdi. Kır sözlerine şöyle devam etti; "Şu an yasal olarak Türkiye’deki yerleşik GSM operatörleri üzerinden iş yaparak ÖİV ve KDV ödeyen firmalar yerine yurtdışından SMS atan hiçbir şekilde vergi alınamayan ve kontrol dışı firmalar pazara sahip olacaklardır”.

“Bu konuda önerimiz BTK’nın yurt dışından SMS gönderimlerinin ve mesaj başlığı olmadan yapılan gönderimlerin yasaklanmasını sağlamasıdır. Yurt dışı gönderimi yasaklamak için Türkiye’deki bir operatörün faturası dahilinde olmayan gönderimlerin yapılması yasaklanarak operatörlerin denetiminde olmayan yazılım firmalarının yurt dışından istenmeyen mesajlar göndermelerinin önüne geçilebilir. Mesaj başlığı olması zorunluluğu da SIM kartlı bir bilgisayardan ya da bir GSM modemden gönderimi engeller” şeklinde bilgi veren Kır, “Bu önlemler tüketicilerin rahatsız olduğu istenmeyen mesajları büyük ölçüde önleyecektir. MOBİLSAD olarak kullanıcıların kişisel verilerin gizliliğinin korunmasından ve kişisel gizlilik hakkına saygı gösterilmesinden yana olduğumuzun altını çizmek isteriz. Bu açıdan tüketicilerin SMS istemedikleri durumda opt-out yöntemini kullanmalarını teşvik edecek; yurtdışından ve başlıksız SMS gönderimini engelleyecek bir düzenlemeyi sonuna kadar destekleyeceğimizi açıkça ifade etmek isteriz” şeklinde konuştu.

Yeni düzenlemenin neler getirip neler götüreceği konusunda fikir alışverişleri devam ederken herkesin birleştiği ortak nokta ise gün boyunca gelen reklam SMS'lerinden artık kullanıcıların fena halde bıktığı yönünde. Özellikle bankalar, sigorta şirketleri, telefon operatörleri ve süper marketlerin başını çektiği reklam SMS'leri sektöründe bir düzenleme yapılmasına acilen ihtiyaç olduğu bir gerçek.

TİB Başkanı Fethi Şimşek, Facebook’ta CHP liderine hakaret edildiği gerekçesiyle verilen kararın erişim engellemeyle ilgisi olmadığını söyledi. Ancak Şimşek, Facebook’un da kapatılabileceğini belirtti.

İSTANBUL - Sosyal paylaşım sitesi Facebook için Atatürk ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hakaret içeren gruplar nedeniyle alınan kapatma kararları var. Ayrıca devam eden birçok dava da var.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Fethi Şimşek, Türkiye'de 22.5 milyona yakın kullanıcısının merak ettiği “Facebook kapatılacak mı?” sorusuna NTV yayınında yanıt verdi.

Fethi Şimşek, şöyle konuştu:

“İki konunu altını çizmek isetirim; hiç kimsenin başkasının aleyhine internet veya başka ortamlarda hakaret içeren sözler söylemesi, hakaret etmesi tasvip edilemez, hiçbir şekilde korunamaz. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Mahkemelerden verilen kararların kesinlikle uygulanması gerekir. Kararları uygulamama gibi lüks yoktur.

5651 Nolu Yasa’nın 'erişim engelleme ve içerik çıkarmalar'la ilgili iki maddesi vardır: 8 ve 9. maddeler.

8. Madde’de katalog suçları sınırlı olarak sayılmış, TİB’e bağlı İnternet Daire Başkanlığı’na verilen erişim engelleme görevleri arasında ceza mahkemelerinden verilmesi gereken erişim engelleme kararının, İletişim Başkanlığı'ndan erişim engellemesinin yapılması hüküm altına alınmıştır.

9. Madde’de ise internetteki herhangi bir içerik nedeniyle, haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcıya, buna ulaşamaması durumunda yer sağlayıcıya başvurarak kendisi hakkındaki içeriğin yayından kaldırılmasını, hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet üzerinde yayımlanmasını isteyebilir. Bu isteği yerine getirilmezse Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurabilir. Hapis cezaları da verilebilir.

Eğer 8. Madde'deki katalog suçları kapsamında bir içerik barındırır, TİB tarafından yapılan uyarılara rağmen sözkonusu içerik kaldırmaz, mahkemede erişim engelleme kararı verilirse elbette erişim engellenebilir.

Ama Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olayında katalog suçlarıyla ilgili bir durum yok. Sayın Kılıçdaroğlu’yla ilgili hakaret suçunun erişim engellemeyle herhangi bir ilgisi yok.

Facebook’un kapatılması ancak katolog suçları ile ilgili bir içerik barındırırsa olabilir. Uyarıya rağmen içerik kaldırılmaz ve mahkeme tarafından erişim engelleme kararı verilirse erişim engellenebilir.”

(ntvmsnbc)

Bilgisayar kullanıcılarına müjde!

Yeni PC'ler, masaüstü bilgisayarların en eski parçalarından birinin güncellenmesi sayesinde sadece birkaç saniye içinde çalışmaya başlayabilecek.

Bu güncelleme, bilgisayarların Bios olarak bilinen ve işletim sisteminin devreye girmesini sağlayan 25 yıllık çalıştırma yazılımının sonu anlamına geliyor.

Aslında bu kadar uzun süre kullanılması planlanmayan bu yazılım, modern PC'lere de uyum sağlayabildiği için uzun ömürlü oldu.

Bios'un yerini alacak ve eskisinden daha esnek olacak şekilde tasarlanan "UEFI" (Unified Extensible Firmware Interface-Birleşik Uzatılabilir Yazılım Arayüzü) yazılımı, 2011'den itibaren yeni PC'lerde kullanılmaya başlanacak.

Sabah

Özgün - Milli Marş

Özgün Milli TakÄ±m MarÅ�Ä±
Yükleyen syhds. - Video klipler, sanatçÄ± röportajlarÄ±, konserler ve çok daha fazlasÄ±.

2012 Ford Focus ST

Ocak ayında yürürlüğe girecek yeni ve sıkı Euro V düzenlemelerini karşılayamayan Ford Focus ST'nin turbo beslemeli 2.5 litrelik beş silindirli motoru yerini EcoBoost özellikli, dört silindirli, 2.0 litrelik, yaklaşık 255 bg üretebilen bir motora bırakmış. Bu düzenlemeler daha çok aracın başını yakacak gibi geliyor bana. Siz önce 90 model tofaşları toplayın piyasadan sonra bunlara karışın. Seni ve o sesini çok özleyeceğiz 2.5 5 cylinder

Geride bıraktığımız 1.çeyrekle birlikte dünyanın en büyük 4.telefon üreticisi ünvanını Blackberry'nin mucidi RIM'e kaptıran Sony Ericsson, ürün gamının en güçlü telefonlarının başında gelen X10'un UXP güncellemesinin 4.çeyrek içersinde yayınlanacağını duyurdu.
Firmanın internet günlüğünden yapılan açıklamaya göre UXP güncellemesiyle Xperia X10 şu yeniliklere sahip olacak;

Android OS 2.1
Vivaz'da olduğu gibi HD video kaydı
DLNA dosya paylaşım desteği
Timescape ve Mediascape uygulamalarında iyileştirmeler

Sony Ericsson ayrıca gerek Xperia X10 Mini gerekse de Xperia X10 Mini Pro için aynı dönem içersinde Android 2.1 güncellemesi yayınlayacaklarını açıkladı.

Kaynak : http://blogs.sonyericsson.com/products/2010/05/05/sony-ericsson-xperia%E2%84%A2-x10-to-get-uxp-upgrade-in-q4-2010/

Sonuç olarak 3G’nin özellikle hareket
halinde bilgisayar yardımı ile internete girmek isteyenler için güzel bir çözüm olduğunu söyleyebilirim. Elbette bu testin yapıldığı İstanbul için geçerli bir yorum bu. Cnet Editörlerinin vermiş oldugu ortalam puan şuan için : 8.
Güzel ülkemin güzel topraklarına biraz geç de olsa gelen 3G teknolojisi, biraz da reklamların etkisiyle ‘sanki büyük bir nimet ve hayatımızı kökten değiştirecek’ bir hizmet gibi sunuldu. 3G’nin hayatımızı değiştireceği konusunda hem fikirim ancak bu reklamlardaki kadar hızlı ve kısa sürede olmayacak. Her teknolojide olduğu gibi 3G’de de alışmak ve kullanımın yaygınlaşması için biraz zamana ihtiyaç var.

3G NEDİR?En basit dille bir önce nesil 2G’ye göre teoride 100, pratikte ise 10 kat daha hızlı bir mobil bağlantı teknoloji 3G. Daha basit bir örnek vermek gerekirse: Daha önce yolları bozuk olduğu için saatte 60 KM’nin üstüne çıkamadığınız toprak yol asfaltlandı ve duble yol (geliş-gidiş ayrı) getirildi. Artık bu yolda saatte 120 KM’ye kadar gidebileceksiniz. İşte milyon TL’lik reklam kampanyalarının anlatmak istediği bu. İşin görüntülü görüşme boyutu ise ‘buzdağının görünen’ yüzü. Görüntülü konuşma 3G’nin çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. Yaklaşık 1 aydır kullandığımız bu teknolojiyi kaç kere görüntülü konuşmak için kullandık bunu sorun kendinize.

FREKANS KONUSUHalen kullanımda olan 3G’de A, ve C olmak üzere 3 farklı frekans tipi bulunuyor. A frekansı 45 Mhz, B frekansı 35 MHz ve C tipi frekans ise 25 MHz. Frekansların hıza doğrudan etkisi yok. Ancak yüksek frekans, kapalı mekanlarda daha iyi çekim gücü anlamına geliyor. Bu da kapalı mekanlarda etki mesafesi daha yüksek bir şebeke anlamına geliyor.

TESTİ NASIL YAPTIK?Testimiz için operatörlerden sağlanan (biri biraz zor oldu ama sonunda o da oldu) 3 adet USB modem kullandık. Bütün testlerde aynı lokasyon ve aynı cihaz üzerinden bağlantı yaptık. Testler genelde iki şekilde yapıldı: Birincisinde aynı sunucu üzerinden aynı dosyayı download ettik. İkinci testte ise www.speedtest.net üzerinden Bursa’daki bir sunucu ile dosya alışverişi yaptık. Her bir test için ayrı ayrı değer bulduk. Ayrıca speedtest.net üzerinden herbir operatör için Türkiye genelindeki ortalamayı gözlemledik. Testin tamamı İstanbul’da yapıldı. Farklı bir şehir ya da lokasyon kullanmadık. Testlerin birinci mekanı Maslak oldu. İkinci mekan olarak Taksim’i belirledik. Son testimizde ise hareket halinde iken Boğaz Köprüsü ile Kozyatağı arasındaki hızları ölçtük.

Biz bilgisayar yardımı ile internete bağlanmak için firmaların çeşitli kampanyalarla sunduğu USB modemleri kullandık. Uygun bir cep telefonunuz varsa kablo ya da Bluetooth fonksiyonu yardımı ile USB modem olmadan da internet bağlantısını sağlamak mümkün. Ancak kendi cep telefonu hattınızla yaptığınız bağlantı aktif olduğu sürece sesli (ya da görüntülü) görüşme yapamıyorsunuz. Aynen eski dial-up modemlerde olduğu gibi internete girdiğinizde ses iletişimi kapatılıyor. İkiz kart adı verilen ayın kartın bir benzerini alsanız bile durum böyle. Bu bakımdan USB modem ile kullanmak (çok sık internete girmeniz gerekiyorsa) daha mantıklı. Ayrıca bazı üreticilerin bilgisayarlarında doğrudan 3G modem özelliği bulunuyor. Şimdilik fazla yaygın olmayan bu özelliğin uzun vadede yaygınlaşacağını söylemem mümkün.

FİYATLAR3G üzerinden bilgisayar yardımı ile internete girme konusunda en karmaşık nokta fiyatlar. Her operatörün kendine göre bir tarifesi var. İşte yazının kaleme alındığı tarihte operatörlerin web sayfalarından derlediğimiz fiyat tarifeleri:

KOTA AŞIM ÜCRETLERİ

Kotanızı aştığınız takdirde her bir operatörde belli ek ücretler ödemek zorunda kalıyorsunuz. Turkcell’de bu rakam MB başına 0.05 TL. Vodaone’da ise her 100 MB için 5 TL isteniyor. Yani Vodafone ve Turkcell'de fiyatlar aynı. Bu konuda en pahalı fatura ise Avea’da. Firma kotanın aşılması halinde MB başına 0.11 TL talep ediyor.

SONUÇ

Öncelikle belirtmek isterim ki bu test bilimsel olarak geçerliliği olan bir test değil. Amacımız da en hızlı operatörü tespit etmek değil. Bu tarz bir testi yapmak ve bilimsel anlamda mutlak sonuç elde etmek imkansız. Çünkü 3G’nin hızı duruma, zamana, bağlı bulunduğunuz baz istasyonunun yoğunluğuna, konumuzuna (istasyona olan uzaklık) ve benzeri onlarca etkene bağlı. Burada bulduğumuz sonuçları aynı makine ve aynı mekanlarda bir başkasının bulma garantisi yok.

Yine de bu ve benzeri çalışmalar hizmet kalitesini göstermesi açısından önemli. Çünkü 3G’de kalite sadece hızla ölçülmüyor. Heryerde 3G desteğinin bulunması, kararlı bir hıza sahip olması, fiyatlandırma ve diğer etkenler de tercihi etkileyecek önemli etkenlerin başında geliyor. Testteki amacım da hızla birlikte diğer etkenleri de göz önüne sunmak ve tercihi siz kullanıcılara bırakmak.

Genel olarak baktığımızda ortalama olarak bütün operatörlerin minimum 1 Mbps download ve 1 Mbps download hızı verdiklerini gördük. Rakamlardan elde ettiğim bilgilere göre günümüzde ADSL teknolojisi için en düşük hız olan 1 Mbps’i yanımızda taşıdığımız bilgisayarlarda da görebiliyoruz. Bu güzel bir gelişme. İstanbul içinde yaptığımız testlerde Turkcell ve Vodafone’un sıkı bir rekabete girdiğini gördük. Avea ise bu rekabetin biraz dışında duruyor. Hız anlamında iddiası olmayan firma bunu rakamlarda da gösteriyor.
3G fiyatlandırması anlamında en uygun fiyatlar konusunda net bir durum yok. Turkcell’in fiyatları daha uygun ama abonelik için 24 ay taahhüt vermeniz gerekiyor. Avea da ise taahhüt süresi 12 ay, Vodafone’da ise hem 24, hem 12 hem de 18 aylık paketler bulunuyor.

USB modemlerin hızları konusunda da seçenekler farklı. Bütün Turkcell modemleri 7.2 Mbps hızını destekliyor. Vodafone’da ise 7.2 ve 3.6 Mbps seçenekleri bulunuyor. Avea’da da 7.2 Mbps desteği var. 3.6 Mbps hızında modem tercih edilebilir belki (12 aylık abone paketi ile satılıyor). Ancak şu an bile 3-4 Mbps arası değerler gördüğümüzden uzun vadede bu modemin yavaş kalabileceğini hatırlatırım.

Sonuç olarak 3G’nin özellikle hareket halinde bilgisayar yardımı ile internete girmek isteyenler için güzel bir çözüm olduğunu söyleyebilirim. Elbette bu testin yapıldığı İstanbul için geçerli bir yorum bu.

Hangi operatörün tercih edileceği ise kesin konuşulabilecek bir konu değil. Şimdilik 3G, eski teknoloji 2G gibi Türkiye’nin her yerinde yüzde 100 kullanılamıyor. Hatta İstanbul’da bazı noktalar da bile 3G’nin hizmet veremediği bilgilerini aldık ve bunların bir kısmını gözlemledik. Her üç operatörün de 3G hizmeti veremediği bölgeler bulunuyor İstanbul’da. Tercih yaparken bulunduğunuz yerde hangi operatörlerin 3G hizmeti verdiğini araştırmanızı tavsiye ederim.

Operatör bazında yorum yapacak olursam: Testten elde ettiğim sonuca göre Turkcell hem yaygınlık hem de stabilite anlamında en iyi operatör oldu. Genel kullanım anlamında Turkcell’in tercih edilebileceğini söyleyebilirim. Ancak bulunduğunuz yerde 3G şebekesinin durumunu araştırmanız lazım. Öte yandan Vodafone da yabana atılacak bir operatör değil. Özellikle merkezi noktalarda hız anlamında Turkcell’in önüne geçen Vodafone, merkezden uzaklaşılan noktalarda 2G şebekesine (EDGE) geçiş yapıyor. Avea ise genel olarak başarılı olsa da hız anlamında diğer operatörlerin zaman zaman gerisinde kaldı. Ancak sunduğu hizmetlerin stabil olduğunu ve test ettiğimiz lokasyonların hepsinde 3G hizmeti sunduğu belirteyim. Ayrıca Avea, TTNet ile birlikte Wi-Fi bulunan noktalarda 3G ile ortak kullanım imkanı sunuyor. Bu da önemli bir etken ve tercih sebebi olabilir.

Görünen o ki 3G hizmeti şimdilik bazı sorunlara sahip. Bağlantının bulunmaması, stabilizasyon sorunları ve her yerde 3G şebekesinin hizmet vermemesi önemli sorunların başında geliyor. Ancak uzun vadede (1-2 seneye kadar) bu sorunların çözüleceği ve daha stabil bir hız ile kaliteli hizmetlerin sunulacağını söylemek mümkün.